* “Çocukluğumda çok zayıftım. Annem her an başımda “ye çabuk, hepsini yiyeceksin, can boğazdan gelir, doydum diye sakın çekilme” diyerek bağırır çağırırdı. Bugün 38 yaşındayım ve obesite ile uğraşıyorum. Yemek gördüğüm anda aklım başımda değilmiş üzere, ne varsa yemeğe çalışıyorum, kendime “dur” diyemiyorum”.
* “İlkokul 5. Sınıfta öğretmenim tahtaya kaldırdı, bilemediğim soru nedeniyle arkadaşlarımın önünde kulağımı çekti ve çok kızdı. O günden sonra ne vakit topluluk karşısında konuşacak olsam kulağım çekilmiş üzere kızarıyorum ve sözler boğazımda düğümleniyor”.
* “9 yaşındaydım, ziyaret için köye gittik ve amcamlarda kaldık. Benden 10 yaş büyük kuzenimin bacaklarımı okşaması ile uyandım. Taciz etmeye devam etti, ne yapacağımı bilemedim, sesimi dahi çıkaramadım. Neyse ki bir mühlet sonra kendisi bırakıp gitti. Bugün evli ve 2 çocuk annesiyim. Hiçbir vakit cinsellikten haz almadım, eşimle birlikte olacağımda daima tecavüze uğruyormuş üzere hissediyordum. Bir taraftan da eşime karşı mahcup oluyordum ve kendime kızıyordum”.
* “Babam çok sonlu ve eleştiren bir insandı. Ergenliğimde dini görevleri yapma konusunda çok baskı yaptı. Yan odada bekler gelir, sorduğunda babama palavra söylerdim. Artık yetişkin biri olarak kendi iradem ile görevlerimi yapmak istiyorum, fakat birileri söylemeden hiçbir şey yapamıyorum. Bu durumdan ötürü kendimle kavgalıyım”.
Örneklere binaen “sizden çok çektim! çocukluk hatıralarım” demek yanlış bir tabir olmaz. Cevaplanması gereken soru: “olumsuz çocukluk anılarının tesirinden nasıl kurtulabilirim?” sorusudur.