Rol modellik kavramının yıllar içinde değişiklik gösterdiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Onur Okan Demirci, ünlülerin bireyler için rol model olduklarını vurgulayarak, “Ünlüler toplumun beden algısını bile değiştiriyor. Bu durum beraberinde psikiyatride kullandığımız ‘yeme bozuklukları’ kavramını da oldukça yaygın hale getirmiş durumdadır” dedi.
Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla insanların rol model algısının değiştiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Onur Okan Demirci, insanları ekran başına bağlayan en önemli ve güçlü unsurların ünlü kişiler, sosyal medya fenomenleri ve sosyete camiası içindeki insanlar olduğunu belirtti. Demirci, “Rol modellerin davranışları topluma göre de değişiklik gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Demirci, fenomenlerin de rol model olarak algılandığını belirterek, “Bu durumda toplum üzerinde bıraktıkları etki de önem kazanmaktadır. Böyle mevkilerde bulunmak toplumun örnek insanları yani rol model olma özelliklerini de beraberinde getirmektedir. Rol model olma kavramını biraz açacak olursak yaşamımızın ilk yıllarında ilk rol modellerimiz anne ve babamız olmaktadır. Zamanla diğer akrabalar, öğretmenlerimiz rol modellerimiz olma adaylarıdır. Bir çocuk biraz büyüyünce ki özellikle ergenlik yani asilik ve bağımsızlık kazanma çabalarının başladığı dönemle birlikte kendisine oldukça güçlü bir rol model arayışına girmektedir. Elbette bu kadar güce sahip olma potansiyeli en fazla olan rol model adayları ise ünlü kişiler ve fenomenlerdir” diye konuştu.
“BÜYÜK GÜÇLER BÜYÜK SORUMLULUKLAR İSTER”
Rol modelliğe, toplum kahramanları olarak da bakılabileceğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Onur Okan Demirci, “Bu durum ünlü kişilere ister istemez bir sorumluluk yüklüyor gibi görünmektedir. Kahramanlık her ne kadar muhteşem bir oluşummuş gibi algılansa da toplumun kahramanlara biçtiği rol bakımından ağır sorumluluklar altında olmaktadırlar. Hayali süper kahramanlar da yaşamımızın bir döneminde rol modellerimizdi. Bu sorumlulukları nedeniyle superman alkolik olamaz, Thor hırsızlık yapamaz, örümcek adam sık sık sevgili değiştiremez. Oldukça ağır yükleri olan bir yaşam değil mi? Topluma örnek olduğunuzda alkışlanırsınız, olumsuz tek bir hatanızda ise karalanma, silinme, terk edilme, yuhalanma riskiniz var. Fakat bir hayaliniz var ise o hayale giden yoldaki tüm riskleri de göze almalısınız. Ünlü insanlar saç modellerinden tutun, kıyafetlerine, yaşam şekillerine, ilişki tarzlarına, konuşma biçimlerine kadar taklit edilme ve örnek alınma potansiyelleri en yüksek insanlardır. Bu potansiyel iyi yönlerde kullanılabileceği gibi olumsuz yönlerde de kendisini gösterebilir. Büyük güçler büyük sorumluluk isterler” ifadelerini kullandı.
“ROL MODELİN DAVRANIŞI TOPLUMA GÖRE DEĞİŞİR”
Rol modellik kavramının kültürden kültüre göre değişebileceğini vurgulayan Demirci, “Örneğin bazı kültürlerde cinsellik kavramı oldukça rahat yaşanabilirken bazı kültürlerde ağza alınması dahi oldukça olumsuz karşılanır. Bu kültürlerdeki rol modellerin davranışları da kültürün yapısına göre de değişmektedir. Bu nedenle her toplumun rol model olabilme kriterleri farklı olabilmektedir. Fakat birçok sorumluluk ortak kalmaktadır. Ünlü olma yolunda ilerlemek aslında bir çeşit gizli sözleşmeye imza atmak gibidir. Bu sözleşmenin maddeleri arasında konuşma şekline, davranışlara, giyim şekline, iş yaşamına, sosyal yaşama, özel hayata dikkat etmek gibi kişinin bireysel özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler bulunmaktadır. Buradan şu şekilde de anlaşılabilir; ünlü olmak istiyorsan özgürlüğünden feragat edeceksin. Örümcek adam olacaksan bir kişiye aşık olmalısın. Toplum ve ünlü kişi arasındaki bu gizli sözleşmenin bozulması halinde de tepkilere hazırlıklı olmalısın. İşte bu durum rol model olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Ne kadar güçlü bir rol model isen o kadar dikkatli olmalısın” diye konuştu.
“ÜNLÜLER TOPLUMUN BEDEN ALGISINI DEĞİŞTİRİYOR”
Rol modellik kavramının yıllar içinde iç dinamikleri değişen bir kavram olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Demirci, “Günümüzde bu dinamikler daha çok rol modelin bedenine ve özel hayatına odaklanmış durumdadır. Örneğin; sıfır beden olma arzusu günümüz rol modellerinin toplumumuza getirdikleri güncel kavramlardan biridir. Ünlü insanlar toplumun beden algısını dahi belirleyebilmektedirler. Bu durum beraberinde psikiyatride kullandığımız ‘yeme bozuklukları’ kavramını da oldukça yaygın hale getirmiş durumdadır. Diğer bir örnek ise günümüzde kimlik arayışında rol model kavramının oldukça etkili olmasıdır. Duruşumuzdan yaşam şeklimize kadar kendimize bir kimlik arayışında ünlü rol modellerden oldukça etkilenebilmekteyiz” dedi.
“ÜNLÜLERE TAKINTILI OLMAK BİR RAHATSIZLIK”
Ünlülere tapınma sendromundan da bahseden Dr. Öğr. Üyesi Demirci, “Buna İngilizce’de ‘celebrity worship syndrome’ adı veriliyor. Bu sendromda rol model olma kavramı oldukça ileri düzeye ve patolojik boyuta taşınmış durumdadır. Kişi bu rahatsızlıkta rol model olarak gördüğü ünlüleri takıntı, saplantı ve bağımlılık derecesine varacak boyutta takip veya taklit etmektedir. Kişi saplantılı olduğu rol modelin yaşamının en ince detayına kadar girmeye çalışmaktadır. Bu durum kişinin kendi yaşamını önemli derecede sarsmaktadır. Kendi kimlik oluşumu büyük ölçüde zedelenmiştir. Bu durum, tarihten bazı örnekleri de hatırlayacak olursak, rol model ünlünün yaşamını tehlikeye atacak hatta rol model ünlüyü öldürmeye teşebbüs eden boyutlara kadar varabilmektedir” ifadelerini kullandı.
“TOPLUMUN AYNASI OLMAKTAN TOPLUMUN KUKLASINA DÖNÜŞÜYOR”
Günümüzde toplumun aynası olabilen ünlülerin dikkat çekebilme olasılıklarının düştüğünü dile getiren Demirci, “Şimdilerde örnek rol model kavramı, farklı rol model kavramlarına dönüşmüş durumda. 8 milyar dünya nüfusunun içinde sosyal medya kavramının bu kadar güçlü bir araç olduğu dönemde sıradan olmak, normal bir insan sınırları içinde olmak dikkat çekmemektedir. Kapitalist sistem artık medyanın gücünü de kullanarak toplumdan farklı rol modeller üretme çabası içine girmektedir. Toplum kendi içinde kültürünü değiştirme arzusundadır. Bu arzuyu gerçekleştirebilmek adına da rol model ünlüleri kullanmaktadır. Rol model ünlü olma kavramı, toplumun aynası olmaktan toplumun kuklası olma durumuna gelmektedir. Buradaki toplum kavramı elbette eski toplumlardan ziyade kapitalist sistemi yöneten toplumlar olarak anılmaktadır. Bu sistem bizleri istediği gibi değiştirebilme ve yönlendirebilme amacı güdüyorsa bizler bu sistemin köleleri, rol modellerimiz çobanlarımız, sistemin yöneticileri ise efendilerimiz olmaktadır. Fakat unutmayın insan değişimi tek taraflı olmaz. Bir insan değişiyorsa, o insanın baktığı ve algıladığı her şey de değişmektedir. Bu değişim ne kadar büyürse kontrolü de o kadar zorlaşır. Bu sistem kendi kuyusunu kazıyor gibi görünmektedir. Bir gün o kuyuya düşecektir fakat bu tarih yakın mı uzak mı bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
“GÖRDÜĞÜMÜZ LARLA KEHANETTE BULUNUR DURUMA GELDİK”
Günümüzde sosyal medya kullanımının oldukça yaygınlaşması ile birlikte insanların özel yaşamlarının en uç noktalarına kadar fikir sahibi olmaya başladık diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Onur Okan Demirci, “İnsanların günlük aktivitelerinden, iş yaşamlarına ve kişisel yaşamlarına kadar takip edebilir duruma geldik. Bazı zamanlar kendi yaşamlarımızı bir kenara kaldırıp başka insanların yaşamlarını kendi yaşamlarımızın ortasına aldık. Önceleri ‘takip etmek’ kavramı artık yerini ‘stalk’ yani ‘sinsice izlemek’ kavramına bıraktı. Tartıştığımız bir arkadaşımızdan tutun da hoşlandığımız kişiyi, ayrıldığımız sevgilimizi, beğendiğimiz veya kıskandığımız bir insanı ve hatta ünlü ya da sosyete camiası kişilerini sürekli bir şekilde takip eder, sinsice izler hale geldik. Gördüğümüz bir fotoğraftan veya videodan ‘bu bununla birlikte’, ‘bunu söylerken şunu kastetti’, ‘şöyle insan böyle insan’ şeklinde kehanetlerde bulunur duruma geldik” diye konuştu.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.