Diyabet, çok eski zamanlardan beri bilinen, insan sağlığını çeşitli yönlerden etkileyen kronik bir hastalık. Fiziksek bir hastalık olmanın yanında psikiyatrik ve psikososyal boyutları olan diyabet; hastada ruhsal, sosyal, duygusal ve psikoseksüel bir dizi sorun ve çatışmayı gündeme getiriyor.
Diyabetin Ortaya Çıkışında Fiziksel ve Emosyonel Stres Tetiği Çekiyor
Diyabetin ortaya çıkışında fiziksel ya da emosyonel stresin sıklıkla tetiği çeken faktör olduğu bilinmekte. Tıbbi tedaviye rağmen kan şekeri düzenlenemeyen olgularda ise stres ve kaygı önemli faktörler.
Diyabet tanısı alan hastalarda farklı emosyonel tepkiler ve uyum güçlükleri sıklıkla karşılaşılan sorunlar. Kronik gidişli, çeşitli sınırlamalara yol açan ve bireyin komplikasyonlarla baş etmesini gerektiren bir hastalık olması nedeniyle, hastalar yeni yaşamlarına uyum konusunda güçlük çekiyorlar. Bağımsızlıklarını kaybetme kaygısı, beden işlevlerinde daha fazla bozulma olacağına ilişkin korkular, cinsel yetersizlikte artma olacağına ilişkin kaygılar sık sık gözlenmekte.
Diyabet tanısı konulan hastalarda davranışsal, duygusal, bilişsel ve insanlar arası ilişkilere yönelik şu tepkiler gelişiyor:
-
Psiko-sosyal zorlamalar ve ruhsal çatışmalar kan şekerinde oynamalar yapabilir.
-
Diyabet ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasına neden olabilir.
-
Ruhsal durum diyabetin seyrini, gidişini ve tedaviye cevabını etkileyebilir.
Tedavi Sürecindeki Olumsuz Etkenler: Hastada Gelişen Anksiyete ve Depresyon
Kronik ve yıkımla seyreden böyle bir hastalık karşısında bireyler matem, isyan, yadsıma (inkar), kızgınlık gibi tepkiler gösterebiliyorlar. Diyabet tanısı almış çocuklarda ise çocuk- ebeveyn ilişkisinde bozulmalar gözlenebiliyor. Ebeveynlerin kaygısı çocuğa yansıyabilir ya da çocuk hastalığını evdekileri manipüle edebilmek amacıyla kullanabiliyor.
Diyabetle ilişkili olarak görülen psikiyatrik problemler arasında anksiyete ve depresyona sık rastlanıyor. Hastalarda gelişen depresyon ve anksiyete hastanın uyumunu, yaşam kalitesini ve tedaviye yanıtını olumsuz etkileyebilmekle beraber; depresyonda görülen durgunluk, kilo kaybı, umutsuzluk, uykusuzluk ve psikomotor yavaşlama diyabet hastalarında sık görülen bulgulardan.
Ailenin Tutumu da Diyabetin Seyrini Etkiliyor
Hastalık hali, kişide olduğu kadar ailede de krize neden olmakta ve hasta ile aile arasındaki ilişkilerde güçlükler ortaya çıkmaktadır. Hastanın uyumunu zorlaştıran 4 farklı aile tipi tanımlıyoruz. Aşırı koruyucu ve aşırı kaygılı aile, Aşırı hoşgörülü ve teslimiyetçi aile, Mükemmeliyetçi ve denetleyici aile, İlgisiz ve reddedici aile. İlişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine fırsat veren, çatışmaların az, işbirliğinin fazla olduğu ailelerde hastanın uyumu en iyi olmakta. Ailenin tutumu ilgili, ancak aşırı kaygılı olmamalı. Aile içi rollerin net olmaması, aşırı koruyuculuğun egemen olduğu rijit ve çatışmaları göz ardı eden aile ortamları hastanın uyumunu güçleştiriyor.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.