Dr. Timothy A. Pychyl, Carleton Üniversitesi psikoloji bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır ve “Solving the Proscrastination Puzzle: A Concise Guide to Strategies for Change” yani Türkçe’ye çevrilmiş ismiyle “Prokrastineyşın” kitabında açıklıyor; erteleme, oyalanma, savsaklama nedir ve bu eylemleri yapanlar bunu neden yaparlar…
‘Prokrastineyşin’ kitabı, ‘yarın yaparım’ dediğimiz ve o yarının hiçbir zaman gelmediği işleri ertelememek üzere birkaç işe yarar öneri de sunuyor. Örneğin işe oturdunuz ve aklınıza yapabileceğiniz – ve keyif alacağınız- başka bir şey geldi. İlk yapmanız gereken şey kıpırdamadan durmak. Eğer kendinizi iyi hissettirecek bir şeye doğru yönelirseniz kaybettiniz demektir. Bundan sonraki adımları kitapta bulmak mümkün.
‘Prokrastineyşın’ın son bölümü, günümüzde savsaklama davranışını en çok besleyen yerle ilgili önemli tespitlerde bulunuyor: internet teknolojileri. Artık çoğumuz bilgisayarda çalışıyoruz ve internet hem bilgisayar hem de yanı başımızda duran telefonlarla dikkatimizi dağıtma konusunda büyük bir usta. Dr. Pychyl’in bu konuda da önerdiği çok basit bir yöntem var; çalışmaya başlamadan önce bilgisayarınızda işinize yaramayacak her şeyi kapatın, e-maillere bakmayın, telefonunuzun mesajlaşma uygulamalarını da bir zahmet kapatın.
Herkes bazen işleri savsaklar ancak erteleyiciler kronik olarak zor işlerden kaçınır ve dikkatlice, dikkat dağıtıcı şeyler ararlar. Erteleme büyük ölçüde, yarın ya da ertesi gün nasıl hissedeceğimizi doğru bir şekilde tahmin edememenin yanı sıra, kendini kontrol etmeyle ilgili çok yıllık mücadeleleri yansıtır. “Kendimi hazır hissetmiyorum” hedeflere göre önceliklidir; maalesef ki gelecekteki çabayı caydıran olumsuz duyguların aşağı yönlü bir sarmalına işaret eder. Mükemmeliyetçiler çoğu zaman erteleyicidir; onlar için bir görevle başlamamak, performansta yetersiz kalma ihtimaliyle yüzleşmekten psikolojik olarak daha kabul edilebilirdir.
Erteleme ayrıca bir dereceye kadar kendini aldatma ile ilgilidir; yaptıkları eylemin gerçekliğinin bir düzeyde farkındadırlar. Çabayla “erteleme”nin üstesinden gelmek mümkündür. Davranışı değiştirmek, yapılandırılmış bilişsel davranışçı terapi ile mümkündür. Yine de, başarılı bir şekilde değişen davranış mutlaka kişinin içsel olarak değiştiği anlamına gelmez. Siz de bir “prokastineyşın”cıysanız terapiyle bundan kurtulabilirsiniz. Kitapta yazarın dediği gibi; “Değişim yalnızca okumakla mümkün olabilecek bir şey değildir, eyleme geçmeniz gerekir.”
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.