İstanbul’un göbeğinde 20 yıldır vazife yapan bir devlet memuru arkadaşım, henüz Topkapı Sarayı’nı gezmediğini söylediğinde şaşırıp kalmıştım. Benzer şekildeki başka bir garipliğe bakın ki, dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar tarafından ziyarete edilen Mevlana müzesine girmek nasip olmamış Konyalı hemşerilerim var. Bu minvalde, memleketimizde Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinden bihaber olan insanlarımız pek çok. Gerçekten de insanoğlu, burnunun dibindeki güzelliklerin kıymetini bilmiyor.
Mesnevi ile olan gecikmiş tanışmama vesile olan akrabamın tespiti çok hoştu: “Mesnevi ayna gibidir: kimi için dini ve tasavvufi bir başyapıttır, kimi için hümanisttik bir eserdir, kimi için erotik bir kitaptır, kimi için de şirk ve küfür içeren zararlı bir yayındır. Doğrusu, senin içinde ne varsa, var olanın yansıması senin gördüğündür”.
O gün bu gündür, anladım ki insan insanın aynasıdır ve “senin ne söylediğin değil, karşındakinin ne anladığı önemlidir!”. Bu nedenle, karşımdaki “doktor bey, siz bana şunu demiştiniz/bunu kastetmiştiniz…” dediğinde, mümkün mertebe savunmaya geçmem. Karşımdaki kişi her ne anladı ise ona hürmet ederim. Zira bilirim ki, benim söylediğim düşüncelerden daha önemli olan, karşı tarafın algıladığı ve anladığı düşüncelerdir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.