Gerek günlük yaşamda, gerekse eğitim ve iş hayatında kişilerin ruh sağlığına zarar veren sayısız etmen vardır. İletişim araçlarından edinilen her türlü enformasyon ve çevresel etkenler gibi… Düşünün ki, bir kişiye evde ailesi, okulda öğretmenleri, sokakta tanıdıkları; kitle iletişim araçlarında izledikleri, dinledikleri ve okudukları hep yanlış beslenme önerilerinde bulunuyor, üstelik bu gıdalar da çevre kirliliğinden nasibini alıyor vs…Bu kadar yanlışın içinde o kişinin sağlıklı bir bedene sahip olmasının zorluğunu tahmin edebilirsiniz.
İşte, ruh sağlığımız da benzer şekilde yanlışlar, müdahaleler, travmalar ve toplumsal olayların etkisiyle yaralar alabiliyor çoğu zaman… Yaşam boyu karşılaştığımız güçlüklerin çoğunda olduğu gibi psikolojik sorunların da çözümü, oluşması kadar kolay olamıyor ne yazık ki… Sorunu fark etmek veya tanıyı koymak yetmiyor; ki bunu çoğu kez iyi bir arkadaş veya ilgili bir aile bireyi bile yapabilir. Sorunun kişiye özgü bileşenlerini ve kişinin kendi gerçekliğindeki tezahürünü görebilmek; yani kişiyi anlamak gerekir.
Anlaşılmak günümüz insanının en büyük açlığı belki de… Ancak anlama yetisini çocuklarımıza ve insanlarımıza kazandırma yönünde hiçbir çabamız yok. Belki de bilmediğimizden, insan bilmediği bir şeyi öğretemez çünkü…
İyi niyetlilerimiz, anlayışlı olmaya çalışarak (yakınını kaybetmiş birinin kırıcı bir söylemine anlayış gösterme gibi), daha gayretlilerimiz ise empati yaparak yardımcı olmaya çalışır. Empatide kılavuzumuz “Benim başıma gelseydi, ben olsaydım ne yapardım?” gibi şeylerdir. Oysa her yara farklı kişilerde farklı acılara sebep olabilir. Kimini de acıtmaz bile… Anlamak, karşınızdaki insanı onun koşullarıyla değerlendirme ve hissettiklerinin o kişi için ne manaya geldiğini görebilmektir. Empati, sorunu kendi dilimizde okuma; anlamak da sorunu sorunun sahibinin diliyle okumadır.
Yeryüzündeki insan sayısı kadar dil var bence; Betül’ce, Levent’çe, Selin’ce, Alex’çe… Betül’ce öğrenmeden onu anlamak mümkün olabilir mi? İşte, işini iyi yapan bir psikiyatrın Betül’ce öğrenerek (yansız, ön yargısız, sabırla dinleyerek ve anlamaya çalışarak) işe başlaması gerektiğine inanıyorum. Betül Hanım’ın da Betül’ceyi öğrenmesinin yolunu açarak (yakınmalarını açık ve ayrıntılı aktarması) onun işini kolaylaştıracağını düşünüyorum.
Anlama ve anlaşılabilme dileğiyle…
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.