Panik atak, gün içerisinde beklenmedik zamanda ve yerde aniden başlayan, bedensel ve psikolojik belirtilerin eşlik ettiği yoğun bir kaygı nöbetidir. Atak bir anda başlar ve 10 dakika içinde en güçlü noktaya ulaşır. Çarpıntı, göğüs ağrısı, göğüste sıkıntı hissi, nefes darlığı, baş dönmesi, uyuşma, titreme, terleme, bulantı, sıcak basmaları sıklıkla görülen belirtilerdir. Bu bedensel belirtiler sıklıkla hastaların acil servise başvurmalarına neden olur. Panik atak sırasında, dengesizlik ve bayılma hissi, gerçek dışılık ya da kendinden ayrılmış hissetme, ölüm korkusu, kontrolü yitireceği düşüncesi sıklıkla hissedilen psikolojik belirtilerdir.
Tetikleyici bir olay ile karşılaşıldığında ortaya çıkan panik ataklar olduğu gibi (sosyal fobide ve özgül fobilerde görülenler gibi), durumsal tetikleyici olmadan da ortaya çıkan beklenmedik panik ataklar olabilmektedir. Ayrıca uyku sırasında ortaya çıkan ataklar da vardır. Genellikle uykunun ilk 1/3 lük döneminde görülürler.
Panik bozukluk ise yineleyici panik ataklarla birlikte ataklar arasında bazı belirtilerin görülmeye devam ettiği, kişinin davranış değişikliklerine neden olan kaygı bozukluğudur. Kişi ataklar arasında her an yeni bir atak gelişebileceğine dair sürekli bir endişe duyar (beklenti anksiyetesi).
Geçtiğimiz 30 yılda panik bozukluğun yaygınlığı, sonuçları, kalp-damar hastalıklarıyla ilişkisi, bazı kimyasal ajanlarla panik atakların uyarılabilirliğinin keşfi, anatomik yerleşimi yoğun bir ilgi alanı olmuştur. Yaşam boyu yaygınlığı %3,5 olarak saptanmıştır. Erkeklere kıyasla kadınlarda 3 kat daha fazla görülmektedir. Ancak hastalık süresi erkeklerde daha uzundur. Hastalık belirtilerinin daha hafif seyretmesi yardım alma süresini uzatmaktadır. Hemen her yaşta görülmekle beraber çoğunlukla erken erişkinlik döneminde başlar (20li yaşların ortası). Kadınlarda 35-45 yaşları arasında en yüksek görülme düzeyine ulaşır. İlk atak sıklıkla ev dışında ve hastanın son dönemde zorlantılı yaşam olaylarından sonra başlamaktadır. Zorlantılı yaşam olayı sıklıkla bir yitimdir (ölüm, ayrılık, iş yaşamından ayrılma gibi…). Dikkat çekici oranda panik bozukluk hastakalrının çocukluk döneminde fiziksel yada duygusal olarak ebeveyn ayrılığı dikkat çeker. Diğer nedenler arasında ebeveynin müdahaleci ve eleştirel oluşu, iş sorumluluklarında artış ve öfkeyi tolere etmekte zorluk yer alır. Yine bağımlı kişilik özellikleri gösteren bireylerde panik bozukluk gelişme sıklılığı artmaktadır.
Panik bozukluğu olan bireylerde üçte bir oranında sosyal fobi, dörtte bir oranında kaygı bozukluğu (anksiyete), beşte bir oranında özgül fobi eş zamanlı görülmektedir. Panik bozuklukta alkol kötüye kullanımı gelişme riski de vardır. Başlangıçta kişide endişeyi azaltırken, zamanla endişe yaşamaktan korkan kişiler tarafından düzenli alkol kullanma ve alkol miktarında artışa neden olur. Alkolizm bir sonuç olabilir. klPanik bozukluk ile geçmişte boğulma öyküsü arasında özgül bir ilişki vardır. Ve bu hastalarda panik ataklar arasında solunum belirtileri ve uyku panik atakları daha fazladır.
Panik bozukluk hastalarının %75’inde belli bir düzeyde agorafobi eşlik eder. Agorafobi, kurtulmanın zor olabileceği yerler ya da durumlarda, veya panik atak geçirme durumunda yardım almanın mümkün olmadığı yerlerde yoğun endişe duyma halidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.