Panik Bozukluğu – Panik bozukluğu nedir? Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır? | psikiyatribilgileri.com

Panik bozukluğu nedir? Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim

tarafından yapılır?

Panik bozukluğu nedir? Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır?

Panik bozukluğu, yineleyen, en az iki beklenmedik panik atağının olması ve bu ataklardan

sonra, en az bir ay süreyle, başka bir panik atağı olacağına ilişkin sürek­li bir kaygı duyma

(beklenti anksiyetesi) ya da panik ataklarının olası sonuçlarıyla ilgili ola­rak kaygılanma ya

da bu ataklarla ilişkili, önemli birtakım davra­nışsal değişikliklerin ya da tutum

değişiklik­lerinin ortaya çıkması şeklinde tanımlanabilir.

Panik ataklarının sıklığı ve şiddeti büyük ölçü­de değişir. Kimilerinin, aylarca, düzenli olarak,

or­ta sıklıkla panik atakları (haftada bir gibi) olurken; kimilerinin bir süre, çok büyük sıklıkta

panik atak­ları olduktan (bir hafta süreyle her gün gibi) sonra, haftalarca ya da aylarca hiç

panik atağı olmayabi­lir ya da daha az sıklıkta (ayda iki kez gibi) panik atakları olabilir.

Panik bozukluğu olan kişiler, panik ataklarının sonuçlarıyla ilgili olarak birtakım kaygılar

taşırlar ya da bu ataklara birtakım anlamlar yüklerler. Kimisi, bu atakların, tanısı konmamış,

önemli bir hastalığın göstergesi olduğunu düşünür. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra,

yeterli güvence verilmesine karşın, bu düşüncelerini genelde sürdü­rürler. Diğerleri, panik

ataklarının çıldıracakları­nın bir göstergesi olduğunu düşünür. Yineleyen panik atakları olan

kimileri ise, geçirdikleri panik ataklarına tepki olarak birtakım tutumlarını değiştirirler (örn.

işlerini bırakabilirler, spor yapmaktan çekinebilirler).

Yeni bir panik atağı geçirmekten ya da doğabi­lecek sonuçlarından ötürü kaygılanmak,

sıklıkla ka­çınma davranışına yol açar. Kaçınma davranışı, agorafobi için tanı ölçütlerini

karşılamaya yeter bir düzeyde ise bu durumda,”agorafobi ile birlikte olan panik bozuklu­ğu”

denir.

Panik Atağı Nedir?

Panik atağı gerçek bir tehlikenin olmadığı bir zaman, yoğun bir korku ya da sıkıntı duyulduğu

apayrı bir dönem sırasında, bedensel ya da bilişsel aşağıdaki 13 belirtiden en az dördünün

bulunmasıdır.

Bedensel:

Çarpıntı,

Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,

Soluk darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma duyumu,

Tıkanma duyumu,

Bulantı ya da karında bir sıkıntı duyma,

Titreme ya da sarsılma,

Baş dönmesi ya da sersemlik duyumu,

Uyuşmalar,

Ürperme ve ateş basmaları,

Terleme

Bilişsel:

Gerçekdışlılık duyumu (derealizasyon) ya da kendine yabancılaştığı duyumu

(depersonalizasyon)

Denetimini yitireceği ya da çıldıracağı korkusu,

Ölüm korkusu.

Panik atağı birden başlar ve hızla doruğa ulaşır (genellikle 10 dakika ya da daha kısa bir

süre içinden). Çoğu kez, yakında bir tehlike olduğu ya da kötü sonun yaklaştığı düşünülür ve

kaçma isteği doğar.

Panik ataklarının belirli üç türü vardır:

Beklenmedik,

Durumsal,

Durumsal yatkınlık gösterilen ataklar.

Beklenmedik panik atakları, "hiçbir neden yokken" kendiliğinden ortaya çıkan ataklardır;

durumsal panik atakları, hep bir durum­la karşılaşınca ya da karşılaşacak olma beklentisi

içindeyken ortaya çıkan ataklardır; durumsal yat­kınlık gösterilen ataklar ise, durumsal panik

atakla­rına benzer, ancak söz konusu durumda kimi za­man panik atakları ortaya

çıkmayabilir.

Agorofobi Nedir?

Kaçmanın zor olabileceği (ya da utanç doğu­racağı) yerlerde ya da durumlarda olmaktan

kaygı duyma ya da panik atağı ya da panik benzeri belirtiler (bir­den bire baş dönmesinin ya

da kalp krizinin or­taya çıkması korkusu gibi) çıkması durumun­da, yardım alınamayacağı

yerlerde ya da du­rumlarda olmaktan kaygı ve endişe duymadır.

>Yaşanan kaygı ve endişe, birtakım durumlardan sürekli kaçınmaya yol açar. Bunlar

arasında:

Evin dışında ya da evde tek başına kalmama,

Çok insan bulunan bir ortamda bulunmama,

Arabayla, otobüsle, uçakla yola çıkmama,

Köprüden geçmeme ve asansörü binmeme vardır.

Kimi insanlar, korktukları bu durumlarla karşıla­şır ve büyük bir sıkıntı ya da korkuyla bunlara

kat­lanırlar. Çoğu zaman, yanlarında biri olduğu za­man bu tür durumlara daha iyi

katlanabilirler.

Panik Bozukluğu kimlerde ve ne sıklıkla görülür?

Panik bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı % 1-2 arasında de­ğişir. Daha çok ileri

ergenlik yıllarında ve 30’lu yaşla-­rın ortalarında başlar. Görülme sıklığı, yaşam süre­cinde iki

kez doruğa ulaşır, birincisi ileri ergenlik yıllarıdır, ikinci daha düşük düzeyde doruğa 30’lu

yaşların ortasında ulaşır. 45 yaşından sonra başladığı genelde olmaz.

Panik bozukluğu olan kişilerde aynı zamanda depresyon, sosyal fobi, yaygın anksiyete

bozukluğu, özgül fobi, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi

başka ruhsal bozukluklar da bulunabilir.

Panik Bozukluğun Tanısı Nasıl Konur?

Tanıyı bir psikiyatri uzmanının koyması gerekir. Panik bozukluğu tanısı koyduracak herhangi

bir laboratuar bulgusu yoktur. Ayrıntılı bir psikiyatrik muayene ve gerekirse ek psikiyatrik

testler yapılarak Panik Bozukluğu tanısı konur. Panik ataklar depresyon, travma sonrası

stres bozukluğu gibi bir çok hastalıkta görülebilir. Bundan dolayı varsa ek başka bir hastalık

bunların ayırıcı tanısı da yapılmalı ve bu hastalıklara göre de tedavi düzenlenmelidir.

Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır?

Panik bozukluğu tedavisi olan ve günümüzde çok başarılı bir şekilde tedavi edilebilen bir

rahatsızlıktır. Panik bozukluğu tedavisinde antidepresan ve kaygıgiderici gibi çeşitli ilaçlar

kullanılabilir. İlaçlar Panik Ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmak, beklenti anksiyetesini

azaltmak ve eşlik eden depresyonu tedavi etmek için kullanılır. Eğer kaygı düzeyi kişinin

sosyal hayatını, ilişkilerini, iş hayatını olumsuz etkilemeye başlamışsa mutlaka ilaç

kullanılmalıdır. İlaçlar aynı zamanda psikoterapi’nin de etkinliğini arttırabilir.

Ancak Panik Bozukluğun tedavisi sadece ilaçla yapılırsa tedavi eksik kalır. Bundan dolayı

mutlaka psikoterapi de uygulanmalıdır. Bu rahatsızlıkta en etkili psikoterapi yöntemi Bilişsel

ve Davranışçı Psikoterapi dir (BDT). Panik bozukluğu hastaları ile yapılan çalışmalarda iyi bir

Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi’nin Panik Bozukluğu tedavisinde % 90’nın üzerinde etkili

olduğu gösterilmiştir. Bu psikoterapi ile panik atakların ve kaygının sebepleri araştırılır ve

ortaya çıkarılır, kişinin kaygı yaratan etkenlerle mücadele yeteneği arttırılır, panik ataklar

sırasında neler yapması gerektiğini ve ataklarla nasıl baş edebileceğini öğrenir. İlaç tedavisi

bırakıldıktan sonra tekrar panik atakların ortaya çıkma olasılığını en aza indirmek için

mutlaka psikoterapi tedavisi yapılması gerekir. Bundan dolayı Panik bozukluğu tedavisi hem

psikiyatrik ilaç tedavisini iyi bilen, hem de psikoterapi eğitimi almış bir uzman tarafından

yapılmasının uygun olacağını ve tedavide başarı şansını arttıracağını söylemek mümkündür.

Eğer tamamıyla düzelmeyen bir durum varsa ya ilaç tedavisi yeterli değildir ya da gerektiği

gibi kullanılmıyordur ya da psikoterapi yetersiz yapılmıştır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu