Özgül fobi tüm ruhsal hastalıklar içinde en sık karşılaşılan bozukluklardandır. Çabucak çabucak her şeye
karşı fobi (bakınız; merak ettikleriniz => fobi) gelişebileceği için fobik durumlar çok çeşitli olarak karşımız
çıkmaktadır. Fobiler, bir durum, bir aktivite ya da bir obje ile ilgili olabilirler: Hayvan (örümcek, böcek,
köpek), doğal etraf (yükseklik, rüzgar, su), kan/enjeksiyon/yara (enjektör, invaziv girişim), durumsal
(uçak, asansör, kapalı alan).
Bu durum ya da objelerden “korkmak” ile bunlara karşı “fobik olmak” birebir şey değildir. Bunlar arasında
bir derece farkı vardır. Asansör fobisi olan biri her gün dokuz kat merdiven çıkması gerekse bile
asansöre binemeyebilir. Yani fobi endişeden çok daha şiddetli bir durumdur ve kişinin ömür kalitesini ve
fonksiyonelliğini kıymetli derece bozabilir.
Özgül fobi en sık rastlanan ruhsal bozukluktur, ömür uzunluğu yaygınlığı yaklaşık % 13’tür.Kadınlardaki en
sık psikiyatrik bozukluktur. Bayan erkek oranı yaklaşık 2/1’dir. En sık hayvan ve doğal etraf tipi görülür.
Ailesel birikimi en yüksek telaş bozukluğudur. Bir aile bireyinde varsa başkasında olma ihtimali ortalama
%23’dür (panik bozukluğu için bu oran %10’dur). Birçok hasta çocukluğundan beri bu korkularının
olduğunu, bir kısmı ise ergenlik devrinden sonra başladığını söyler. Özgül fobi ortalama başlangıç yaşı
en düşük telaş bozukluğudur. (kan/yara/enjeksiyon tipi için=7 yaş, hayvan/çevre tipi için=12-15 yaş,
durumsal tip için=20 yaş). İleri yaşta özgül fobi başlaması azdır.
Özgül fobide korkulan objeler gerçekte olduğundan daha tehlikeli olarak algılanır (“Köpek çok tehlikeli
bir hayvandır”). Korkulan objelerle müsabaka ihtimali olduğundan daha fazla olarak varsayım edilir (“Her
sokağa çıktığımda karşıma kesinlikle bir köpek çıkacak”). Korkulan objeyle karşılaşıldığında bunun bir
felaket olacağı düşünülür (“köpekle karşılaşırsam kesinlikle bana saldırır, ısırır”). Korkulan sonuç
gerçekleşmesin diye objeyle karşılaşmaktan kaçınılır. Kaçınmalar her hastada olur. Çok olursa
fonksiyonelliği çok bozar, hayatı çok tesirler, örneğin köpek fobisi olan bir kişi meskenden dahi çıkamayabilir.
Tedavisinde ilaçlardan çok psikoterapi (bilişsel-davranışçı psikoterapi) tesirlidir. Sorunun ortadan
kaldırılmasında davranışçı metotlar (bireyi, korkulan durum ya da obje ile evre aşama
karşılaştırarak bu obje ya da duruma karşı duyarsızlaşmasını, artık dert reaksiyonu oluşturmamasını
sağlamak) bilhassa faydalıdır. Birden fazla durumda 2-3 seans tedavi için kâfi olacaktır. Tedavide ek olarak
antidepresan ilaçlardan faydalanılabilir.
Aşağıda az görülen fobik durumlar sıralanmıştır:
anemofobi: fırtına korkusu
antlofobi: sel korkusu
apifobi: arılardan korkma
arakibutirofobi: yerfıstığı ezmesinin, yerken, damağa yapışmasından duyulan korku
dentofobi: dişçiden korkma
dekatriaparaskevifobi: ayın 13’ünün Cuma gününe gelmesi korkusu
eisoptrofobi: aynalardan korkma
elektrofobi: elektrikten korkma
emetofobi: kusmaktan korkma
hipnofobi: uyumaktan korkma
hipofobi: atlardan korkma
homiklofobi: sisten korkma
keymafobi: kıştan ve soğuktan korkma
kimofobi: dalgalardan korkma
mekanofobi: makinelerden korkma
melanofobi: siyah renkten korkma
mikrobiyofobi: mikroplardan korkma
monofobi: yalnızlıktan korkma
nekrofobi: cesetten korkma
nelofobi: camdan korkma
niktofobi: geceden korkma
nozokomefobi: hastanelerden korkma