Obsesif kompulsif bozukluk kişinin kendisini ve yaşamını olumsuz yönde etkiler. Obsesyon, kişinin zihnine istenmeden gelen düşüncelerdir, bu düşünceler yineleyici ve istem dışıdır, bilinçli çaba ile kovulamaz. Kompulsiyon, obsesyonları engellemek için irade dışı, yinelenen hareketlerdir. Saplantının oluşturduğu rahatsızlığı giderir, bazen davranış bazen de zihinsel eylem olarak karşımıza çıkar.
Obsesif kompulsif bozukluk nedenleri arasında, genetik etmenler, beyin işlevinde bozulmalar, çocukluk çağı travmaları ve kişilik özellikleridir. Terapide kişinin yaşadığı rahatsızlık ele alınır iken nedeni bilmek, doğru tedavi kısmında önemli bir etkene sahip olacaktır.
Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde; ilaç ile terapi, bilişsel davranışçı terapi odaklı gidilebilinir. Tedavide kişinin obsesyon ve kompulsiyonları belirlenmelidir. Çeşitli kategorilere ayrılırlar, bunlar; bulaşma obsesyonu, kuşku obsesyonu, somatik, simetri, agresyon, cinsel dürtü, din,toplama ve çoklu obsesyonlar olarak sınıflanır. Obsesif Kompulsif bozukluk tedavisinde bilişsel davranışçı ekole göre gidilebilinir. Tek bir terapi ekolüne bağlı kalınmadan eklektik olarak da gidilebilinir. Her kişi biricik ve özeldir, bu durumda kişinin yaşadığı rahatsızlıkların kökeninde farklı sebepler çıkabilecektir. Obsesif kompulsif bozukluğun oluşu ve devam ettiren süreçler belirenerek devam edilir. Mowrer’in iki aşamalı öğrenme kuramında, klasik koşullanma ile öğrenilen korku edimsel koşullanma yolu ile kaçınma davranışı göstererek artar, pekişir ve devamlılık kazanır. Klasik koşullanmaya göre özünde korku ve anksiyete oluşturmayan uyaran, korkutucu bir uyaranla karşılaşırsa rahatsız edici bir uyaran haline gelebilir. Obsesif kompulsif bozuklukta, koşullu uyaran ve koşulsuz uyaran bilinerek çözümlenebilinir. Kompulsiyonlar kişinin obsesyonlarını azalttığı için olumlu pekiştireç görevi görerek pekişebilir ve sıklığı artabilir. Bilişsel davranışçı terapi ekolünde obsesyon ve kompulsiyonlar bu bileşenler ile ayrışabilinir. Tedavi kısmında kişiye ilk olarak psikoeğitim verilerek başlanırsa kişi yaşadığı durumu sınıflandırabilecektir. Kişinin obsesyonları zihne istenmeden gelen düşünceler olmasından ötürü bilişsel yeniden yapılandırma ile kişinin işlevsiz düşünceleri azaltılabilinir.
Davranışçı modele göre, özünde korkutucu olmayan düşünceler koşullanma yolu ile anksiyete gibi duygular ile rahatsız edici özellik kazanabilir. Bu durumda kişinin yaşamında obsesyon ve kompulsiyonların başlama dönemi önemlidir. Kişi obsesyonları azaltmak için kompulsiyonları artırabilir ve kısır bir döngü içerisine girebilir. Bu durumda ancak kişi, rahatsız edici düşüncelerden kaçmayarak ve bu düşüncelerle nötralize etmeden kalabilmesi ile bu döngü yön değiştirecektir. Bu süreçte kişi ile kurulan iyi bir terapötik ilişki, iyi planlanmış ve kişi tarafından anlaşılabilen bir tedavi yöntemi ile mümkün olacaktır.
Billişsel modele göre kişinin zihnine istenmeden gelen düşünceler ile çalışırken kişiye düşünceni kontrol etmemesi gerektiği öğretilmelidir.Obsesif durum kişinin zihnine gelen düşüncenin zarar oluşturmasından ve oluşan zararı kendisini sorumlulu tutmasından ötürü düşünceyi kontrol etmek isteyebilir. Bu sorumluluk anksiyete ve huzursuzluk oluşturacağı gibi kompulsiyonlara da yol hazırlayacaktır.Sorumluluk hissi kişide azaldığında obsesyonlar ve kompulsiyonlarında devamı da azalacaktır.Kişinin bilişsel süreci yapılandırılarak yol izlenebilinir. Kişinin bilişsel çarpıtmaları, otomatik düşünceleri nedir ve bunların çözümlenmesinde kişiye psikoeğitim ve çeşitli terapi ekolleri kullanarak sebepler ve çözümleri olarak ayırabiliriz. Obsesif kompulsif bozukluk kişinin yaşamını oldukça etkileyen bir rahatsızlıktır bu sebeple bu kısır döngü istemsiz bir şekilde devam edecek ve kişinin yaşamının büyük bir bölümü kaplayacaktır. Kişiler bu durumda bir uzman desteği alarak yaşadıkları durumu terapi ile çözüme ulaştırmalılardır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.