Değerli okuyucular,
Bir evvelki yazımda depresyon ile ilgili bir girizgah yapmıştım. Daha çok bir hastalık olarak oluşum düzeneği üzerinde durmuştum. Ve daha da değerlisi depresyonun ıstırap, tasa, yas hislerinden farklı birşey, bir beyin hastalığı olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Depresyon birbirinden farklı pekçok maskeye sahip bir hastalıktır. Pek çok durumda depresyona sebep olarak bir gerilim kaynağı tanımlanabilir. Örneğin bayanlar için evlenmek depresyon riskini artırır. Erkekler için ise riski azaltır. Evlilik sıkıntıları genelde bayanlar için depresyon sebebidir. Şayet bu problemler çözülemeyip evlilik boşanma ile sonuçlanırsa bayanların depresyon riski azalırken bu sefer erkeklerin depresyon riski artmaktadır. Günümüzde klinik uygulamada en çok depresyonu alaka meseleleri olan bireylerde görmekteyiz. Bir öbür kıymetli depresyon kaynağı gençler için ergenlikten erişkinliğe geçerken yaşanan güçlüklerdir. Bu zahmetlerin hayatla ve aile ile ilgili farklı sebepleri vardır. Gençler için ergenliğin sonukimlik bulma, kim ve ne olduğuna, olacağına karar verme, bir meslek edinme, eş edinme, toplumsal maharetlerini geliştirme ve hayata atılma yıllarıdır. Çağımızda insanın hayatta bir yerlere gelebilmesi için vermesi gereken gayret gün geçtikçe artmaktadır. Artık neredeyse küçük çocuklar bile çalışma ve yarış zorlanımı içine girmektedir. İnsan ruhunun sağlıklı gelişimi için gerekli özgür ve rahat ruhsal atmosferi sağlamak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Gençler gitgide zorlaşan bu hayatla nasıl başedeceklerini bilememektedirler. Annebabalar da en az onlar kadar zorlanmaktadır. Ebeveynler gençlereyol göstermek şöyle dursun, onlarla nasıl irtibat kuracaklarını dahi bilemez hale gelmektedir. Gerilim altındaki gençleri anne-baba olarak yönetmek gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Günümüzdekliniğe her geçen gün daha çok anne-baba, ne yapacaklarını bilmez halde yardım talebi ile başvurmaktadır. Ergenlik devrinin zahmetleri hem gençler, hem de ebeveynler için önemli birdepresyon sebebidir. Bir öbür değerli depresyon sebebi yaşlılıkla gelen yitimlerdir. Pahalı okuyucular yitimden bahsettiğimde kastettiğim şey sırf sevilen bireylerin ölmesi değildir. Birebir vakitte şahısların kronik hastalıkları ve buna bağlı yeti yitimleridir. Yaşlılıkla depresyon genelde birbirine karıştırılırve birden fazla durumda yaşlılarda depresyon atlanarak kişi tedaviden mahrum bırakılmış olur. Ülkemizde yaşlılarda depresyon görülme sıklığı batı toplumlarına oranla daha düşüktür. Bunun temel sebebi kuşkusuz toplumumuzda yaşlanan yakınların bakımlarınınbir kurumdan fazla meskende yapılması geleneğidir. Ancak depresyon tedavisi kelam konusu olduğunda batının çok gerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bedelli okuyucular üstte sıraladığım depresyon sebepleri daha çok gerilim veren belirli sebeplere dairdi. Elbette bir gerilim kaynağı olmaksızın ortaya çıkan depresyon tipleri de vardır. Örneğin yineleyici depresyonların büyükkısmında genetik yatkınlık kelam mevzusudur. Böylesi kimi durumlarda bir gerilim faktörü olmaksızın dahi depresyon görülebilmektedir. Yineleyen depresyonlarda tedavi bazen ömürboyu sürebilmektedir. Bir depresyon atağı geçiren bireyde tekrar depresyon görülme riski genel toplumsal riskten fazladır. Her geçirilen atak tekrar depresyon geçirmeye yönelik riski artırmaktadır. Bu yüzden depresyonun erken teşhisi ve aktif tedavisi çok kıymetlidir. Yineleyici bir diğer depresyon tipi bipolar bozukluğun depresyonudur. Bipolar bozukluk ayrıyeten bahsedilmesi gereken değerli bir psikiyatrik hastalıktır. Lisanımız demanik-depresyon olarak da bilinen hastalık depresif ve taşkın periyotların görüldüğü bir durumdur ve depresyon atakları tartıdadır. Bu hastalığın depresif atakları ağır geçerve kişi ve etrafı için epeyce acı verici bir süreçtir.;