Mutluluk Nedir Sizin İçin?

Ağız tadıyla yenilen lezzetli bir yemek, güzel ve deliksiz bir uyku, ağrısız geçen bir gün, dinlenmiş kalkabilmek, dans edebilmek, aşık olmak, ailenizle beraber olmak….. Mutluluk bunlardan sadece biri olabilir mi. Elbette biri olmasa mutluluk zarar görür. 

Peki yukarıda saydığım her olgunun aslında son noktası tatmin duygusu, doyuma ulaşmaktır desem katılır mısınız? Bunu sağlayan da Dopamin denilen hormondur. Mutluluk hormonu olarak bilinen seratoninden daha az bilinmesine rağmen, yöneticinin her işini düzenleyen ve son haline kavuşturan becerikli yönetici asistanı gibidir dopamin. O olmasa işler görünmez yada dağınık olduğu için güzelliği anlaşılmaz. 

Diyelim ki harika bir yemek yediniz. Lezzetli, doyurucu, göze de hitap ediyor, üstelik yanınızda sevdiklerinizde var. Yani mükellef bir kalabalık aile sofrası. Eğer dopamin yoksa bu sofrada herkes çok güzel olmuş deyip biraz daha isteyecek ve sofraya hafif oturulup(!) ağır kalkılacaktır. Ama dopamini bolca bulunan sofralarda ellerine sağlıktan sonra o tabaklar direk bulaşığa gider. Üzerine “tatlı?” dendiğinde “şunu bi sindirelim”, “zahmet etmişsin ne gerek vardı” denilir. Çünkü tokluk beyine kadar ulaşmıştır ve hatta o yemek ruhu da doyurmuştur.

Dopamini eksik kişilerde doyma duygusu mide gerilene kadar devam eder, hatta çatlayacak gibi olunca yemeye son verilir, sonrasında gelen tatlıya acaba aradığım o vurucu tad burada mı diye tekrar hevesle dalınır. Dopamin varlığı ağız tadı demektir. Salata yada fırında sebze yiyip muhteşem olmuş diyebilmektir. Ayrıca Dopamin, motivasyon, hafıza, dikkat ve hatta vücut hareketlerini düzenleyen bir rol oynar. Eksikliğinde Parkinson hastalığı görülmektedir.

Dopamin eksikliği bulunan bireyler genellikle umutsuzluk, değersizlik ve stresle başa çıkamama vakalarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Genellikle bu kişiler, kendilerini başkalarından soyutlamakta ve kendi kendilerine zarar veren düşünceleri ve davranışları bulunmaktadır. Kolayca dikkat dağılması, odaklanamamak ve verilen görevleri bitirmede zor anlar yaşamak da erken dopamin eksikliklerinin işareti olabilir.

Dopamin eksikliği anemiden kas kramplarına, karbonhidrat düşkünlüğünden dengesiz kan şekerine kadar pek çok fiziksel bulguya, dikkat ve hafıza problemlerine ve kişilik bozuluğu yada psikolojik sorunlara sebep olabilmektedir.Düşük dopamin belirtisi ve işaretlerine sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, bağırsak fonksiyonunu iyileştirmeyi ve vücuttaki oksidatif stres düzeylerini azaltmayı hedefleyen yüksek kaliteli takviyeler içeren bir anti-enflamatuar beslenme planını takip ettiğinizden emin olmalısınız.

Vücudumuzun yeterli dopamin düzeyleri üretmesi için gereken temel besinler içinde; D-L fenilalanin, beta-feniletilamin (PEA) ve N-asetil L-tirozin, B6 vitamini, folat, selenyum, glutatyon, çinko ve magnezyum yer almaktadır.

Dopamin eksikliği ile başedebilmek için; Bol protein, Az doymuş yağ, Probiyotik, Fasulye, Bol spor, Yeterli uyku(uykun gelince uyu, doğal sebeplerle ve uyandırılmadan uyan), Müzik dinle, günün 30 dakikasını dua, tefekkür yada meditasyon ile geçir, Yeterli güneş ışığı al, Yeterli vitamin al( bir doktora danışarak) 

Dopamin salınımını arttıran yiyecekler: Ham çikolata, Yaban mersini, Ceviz, chia ve kenevir tohumu, Sarımsak, soğan, frenk soğanı ve yeşil soğan sebzelerini barındıran alyum ailesi, kahve kara lahana, kıvırcık lahana, brüksel lahanası, pazı, lahana ve karnabahar gibi turpgillere özgü sebzeler (Turpgillere özgü sebzeler; anti-besinleri parçalamak ve besinlerin biyoyararlanımını artırmak için meyve suyu haline getirildiğinde, buharda pişirildiğinde veya turşu yapıldığında en besleyici hale gelmektedir.)


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu