Arızalanan aracımızı serviste onaran ustaya müteşekkir oluruz ve istenilen fiyat fahiş bile olsa öderiz. Lakin aracımızı hammadde halinden trafiğe çıkma evresine kadar getiren, fabrikada çalışan ustalar perde ardında kalırlar ve onlar sabit fiyata karşın işlerini severek yaparlar.
Halkımız hekim olmayı “kutsal bir meslek” olarak tanımlar. Nitekim de hakkını vererek işinizi yaparsanız doktorlukta hem madden hem de manen tatmin olabilirsiniz. Hürmet da görürsünüz, dua da alırsınız.
Doktor biyolojik, ruhsal ve toplumsal istikametten istikrarları (hemostazisi) bozulan hastaların problemlerine, “sorunu nedir? (tanı)” ve “nasıl deva olabilirim? (tedavi)” üzere sorularla baş yorar. Var olan arızayı tespit eden ve onarmaya çalışan usta üzeredir.
Daha kutsal olan bir mesleğin erbabı, ailesinden hammadde olarak aldığı çocuğu gerçek hayata hazırlayan öğretmendir. Bu nedenle “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” inancı çoğumuzda vardır. Kıymetlimiz olan çocuklarımız onlara emanettir. Öğretmenlerimiz mütevazı ve birden fazla vakit da perde ardında kalan gerçek ustalardır.
Yarın babamın da mesleği olan öğretmenlik vazifesini, erdemi ve şanı ile yapan öğretmenlerin günü. Her birini kutlar, hürmet ile selamlarım.