Depresyon kronik olabilir yani uzun müddet devam edebilir.Bu durum ikili insan bağlantılarında ileri seviyede bozulma ve içe kapanmaya yönelik eğilimlerin olması nedeniyle psikoz ile ilişkilendirilmektedir.Bu manada psikoz kavramını açmak gerekiyor.Nedir psikoz?Genel olarak çok geniş bir ruhsal bozukluklar tanı kümesini kapsar lakin en değerli özelliği gerçek ile münasebetin bozulmasıdır yani gerçeklik hissinin kaybolması kişinin kendi iç dünyasında yahut dışarıdan gelen hayali ya da gerçek uyaranlara farklı reaksiyon vermesi durumudur.Psikozdaki insan gerçeği farklı algılar.Çok kolay bir örnek vermek gerekirse meskene gelen bir konuğu hiç sebep yokken düşman üzere görebilir yahut yolda yürürken herkes kendine bakıyormuş üzere hissedebilir.Sık sık aile bireyleri ile arbede eder bunun nedeni de dolaylı yollardan kuşku duymasıdır.Yani yersiz kuşkular ve gerçek dışı fikirler psikozun en değerli özelliğidir.Depresyonda ise gerçeklik hissinin bütünü ile bozulmasından çok isteksizlik, karamsarlık, sık sık ağlama, geçmişe yönelik pişmanlık hisleri, geleceğe yönelik ümitsizlik hisleri, uykusuzluk, bazen çok sonluluk üzere durumlar görülür.Ama o gerçekliğin gerektirdiği günlük faaliyetlerini yerine getirme gücü azalmıştır.Bazen bu durum o denli bir düzeye ulaşır ki depresyondaki beşere kendine bakmadığı için şizofren yahut psikotik bir olgu olarak algılamak bilhassa profesyonel olmayan bireyler tarafından yapılan bir kusurdur.Psikotik süreç kavramı ise ekseriyetle yirmili yaşlardaki genç beşerler için kullanılır.Bazen 35-40 yaş aralığı içinde geçerli olabilir.Ama sonuçta bir süreçtir ve ilerlemesi kelam hususudur.Bu durum ise direkt olarak depresyon manasına gelir.Yani kişi değişmektedir lakin bu değişime karşı eli kolu bağlı kalmaktadır.Umutsuz ve çaresizdir.Sonu muhakkak olmayan bir ruhsal değişimin içindedir ve giderek etrafı ile münasebeti bozulmaktadır.İş hayatı bozulur yani bizim deyişimizle fonksiyonelliği azalır, aile bağları karmakarışık hale gelir ve bazen obsesif kompulsif bozukluk vb durumlar görülebilir.Kendi iç dünyasında da hisleri çok karmakarışıktır ve iniş çıkışlar yaşar.Ve birden fazla vakit bunları söz edemez.En nihayetinde kendini anlatacak bir söz yoktur ki. Bu sinsi gidişli psikotik süreç ilerleyen yaşlarda zihinsel dağılma ve baskıladığı hezeyanların manifest(açık) hale gelmesi ve toplumdan tamamı ile kopması ile sonuçlanır.Bu hususta şahıstan bireye çok değişim olur ve yazılacak çok daha fazla şey olduğunu belirtmek gerekir.Bir kişinin hayatı sönmektedir lakin bu acılı ve külfetli uzun yıllardan sonra ortaya çıkar.Sonuçta bir psikiyatrist olarak bireylerin kendi sıkıntılarını bilhassa iç dünyalarında yaşadıkları ve mana veremedikleri çatışmalarını kendi başlarına yenmeye çabalamalarından çok bir profesyonele istişarelerini tavsiye ederim.
Çözüm sıkıntı değildir.Temeli medikal tedaviye dayanır fakat psikoterapi yüklü gidilmesi de kelam bahsidir.Tabii ki bu seçim kişinin özelliklerine ve tedaviye verdiği karşılığa bağlı olarak değişir.Ama şunu söylemek gerekir ki tamamı ile sıfırlanabilir.İyi bir terapist hasta alakası ile bu tam düzelme hali ömür uzunluğu devam ettirilebilir.Kabul edersiniz ki kalıcı bir psikozun ya da şizofreninin yerleşmesinden çok daha uygundur.
