Okul öncesi dönemi çocuğun gelişiminde ailenin en etkili olduğu dönemdir. Bu dönemde anne ve babaya pek çok görev düşer. Bu görevlerden söz edilirken, genellikle anneler üzerinde durulur. Son zamanlarda bu denge değişse de çoğunlukla anne çocuğun bakım sorumluluğunu üstlenen kişidir.
Baba olmak, geçmiş yıllarda çocuğunu uzaktan sevmek, aileyi geçindirmek, kuralları uygulayan otorite olmak anlamına gelirken günümüzde doğumdan itibaren bebeğin bakımını paylaşan, çocuğu ile birebir zaman geçiren ve arkadaşlık eden ebeveyn olmak anlamına gelmektedir.
Yapılan araştırmalara göre çocuklarıyla daha çok zaman geçiren, fiziksel temas halinde olan ve öz bakımı konusunda yardımcı olan erkeklerde baba rolünün gelişmesinin daha kolay olacağı belirtilmektedir.
Baba, çocuğunu dokuz ay taşımadığı ve emzirmediği için, çocuğun ilk yıllarında, kendini anneden daha az gerekli zanneder. Fakat çocuk dünyaya geldiği andan itibaren baba sevgi ve ilgisine ihtiyaç duyar. Çocuk babasının kucağında kendisini güvende hisseder.
Anne – çocuk ilişkilerinin de, baba – çocuk ilişkilerinin de temeli ilk yıllarda atılır. Baba – çocuk diyalogunun erkenden kurulduğu ailelerde, küçük yaştan itibaren, anne modelinin yanı sıra, baba modeline sahip olan çocuk, annesinden farklı bir modelin varlığını, annesinin dışında bir dünya olduğunu öğrenir. Babanın onayı ve kabulü çocuğa dış dünya tarafından da kabul edildiği ve beğenildiği mesajını verir.
Babalar, ev içinde dış dünya için bir rehberdir. Okul öncesi dönemde babanın çocuğu dış dünyaya hazırlaması için onu fiziksel oyunlar oynamaya teşvik etmesi ve bir diğer yandan da çocuğun özerkliğini kazanması için küçük adımlar inşa etmesi önemlidir.
Etkin bir baba rolü çocukların her türlü gelişimlerine olumlu etki eder. Ahlak ve inanç sistemine dair değerler, çocuğun otorite ile olan ilişkisi baba üzerinden şekillenir. Özgüven, akademik başarı, sorumluluk, aidiyet duygusu, cinsel kimlik oluşumu ve başka birçok değerin kazanılmasında babalar önemli rol oynar. Babasıyla arası iyi olan, onun desteğini hisseden çocuklar daha özgüvenli ve kendini daha gerçekçi değerlendirebilen bir kişilik yapısı kazanabilir.
Yapılan araştırmalara göre baba ilgisi ve yakınlığı alan çocukların; akademik performanslarının daha yüksek olduğu, kendine güvenlerinin arttığı, kendilerini daha güçlü hissettikleri, yüksek sosyal becerilere sahip oldukları, okula karşı olumlu tutum besledikleri, akademik motivasyonun ve bilişsel becerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.