Çocuğun ihtiyaçları denilince akla hemen çocuğun beslenme, korunma, barınma, eğitim ihtiyacı gibi şeyler geliyor. Bunlar elbette çocuğun temel ihtiyaçları ancak bunların yanı sıra psikolojik olarak sağlıklı bir çocukluk için tek başlarına yeterli değiller. Bütün bu gereksinimlere ek olarak şimdi sizlere birtakım başka temel ihtiyaçlardan bahsedeceğim.
-
Çocuğun oyun ihtiyacı
-
Çocuğun hareket ihtiyacı
-
Çocuğun merak etme ve hayal kurma ihtiyacı
-
Çocuğun ağlama ihtiyacı
-
Çocuğun deneyimleme ihtiyacı
1-) Çocuğun oyun ihtiyacı
Çocuğun karşılanması gereken ihtiyaçlarının başına oyun oynama ihtiyacını koyuyorum. Çünkü bu bir çocuğun en temel ihtiyacı. Bir anaokulu çocuğunun günlük ortalama en az 6 saat, ilkokul çocuğunun en az 4-5 saat, ortaokul çocuğunun en az 2-3 saat, lise çocuğunun ise en az 2 saat oyun ihtiyacı vardır. Şehir hayatı, pandemi süreci, teknoloji bağımlılığı gibi meseleler maalesef bu ihtiyacın yeteri kadar karşılanmasına engel oluyor. Engelleyici koşullar da göz önüne alındığında ebeveynlerin oyuna gerekli alan ve zamanı oluşturması çoğunlukla özel bir çaba gerektiriyor. Eski köy ve mahalle hayatında bir zamanlar doğal olarak karşılanan bu ihtiyaç, günümüzde çaba ile elde edilebiliyor. Tıpkı organik sebze-meyve gibi. Anne babalar gün sonunda “bugün çocuğum yeterince oynadı mı?” sorusunu kendilerine sormalı, cevapları “Hayır” ise değişim için harekete geçmelidirler.
2-) Çocuğun hareket ihtiyacı
Çocuğun temel ihtiyaçlarından bir diğeri hareket etmek. Hareket etmek, çocuğun fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimi ile yakından ilişkilidir. Hareket eden çocuk yeni şeyler deneyimleme fırsatı bulur, beden farkındalığı kazanır, iletişim kurma fırsatlarıyla karşılaşır, sebep-sonuç ilişkisini hareketleri sonucunda kavrama şansı yakalar. Ancak günümüzde ne yana dönsek ekranla susturulmuş, oturtulmuş çocuklar görüyoruz. Oturan, hareketsiz çocuk “akıllı çocuk” olarak tanımlanırken; kıpır kıpır çocuklara “hiperaktif” tanısı toplum tarafından konuyor. Hareketli çocuklar okulda, evde hastalıklı gibi lanse ediliyor. Sonuç olarak hareketin temel bir ihtiyaç olduğu unutuldu. Günün sonunda anne babalar “Bugün çocuğum yeterince hareket edebildi mi?” sorusunu kendilerine sormalı; cevap olarak “evet” diyebilene kadar hareketin önündeki engelleri kaldırmalıdırlar.
3-) Çocuğun merak etme ve hayal kurma ihtiyacı
Bir ebeveynin çocuğuna karşı temel görevlerinden bir diğeri çocuğun merak etme ve hayal kurma güdüsünü izlemek, ona bu konuda eşlik etmek ve bu güdülerin canlı kalabilmesi için gerekli ortamı sağlamaktır. Sürekli soru soran çocuğundan bıkan, onu geçiştiren cevaplar veren, çocuğu hayali bir oyun oynarken “böyle oynanmaz, araba şöyle sürülür, ağaçlar konuşmaz, deniz pembe olmaz” gibi geribildirimlerde bulunan ebeveynler çocuğun doğuştan getirdiği merak etme ve hayal kurma becerilerini her geçen gün yavaş yavaş öldürürler. Çocuğu bir şeyi merak ederken, onunla aynı heyecanı yaşayan, onun hayaline kendisi de hayal kurarak eşlik eden ebeveynler ise hem çocuklarının gelişimine muhteşem bir katkı sağlamış olurlar hem de içlerinde varlığını sürdürmeye çalışan minik çocuklarına suni teneffüs yapmış olurlar.
4-) Çocuğun ağlama ihtiyacı
Bu ihtiyaca şaşıranlar olabilir. Çünkü bilincimiz ve davranışlarımız çocuğu ağlatmamaya odaklanmıştır. Halbuki ağlamak da gülmek, bağırmak, kıkırdamak kadar doğal ve gerekli bir davranış. Ağlamak büyük küçük fark etmeksizin her bireyi arındıran, rahatlatan bir şeydir. Ağlaması durdurulan bir çocuk, dikkat edin, gün boyunca mızıldanmaya devam ederken; doya doya ağlayan ve bunu kendi ritminde durduran bir çocuk olabildiğince sakinleşir ve rahatlar, hatta uyur. Burada amacım tabii ki çocuğun ihtiyacı diye çocuğu ağlatmak değil ancak ağlayan bir çocuğa rahatça ağlaması için ebeveynin şefkatli bir alan açabilmesidir.
5-) Çocuğun deneyimleme ihtiyacı
Son olarak, çocuğun en önemli ihtiyaçlarından biri de var olduğu dünyayı yeteri kadar deneyimlemektir. Çocuğunuz içinde bulunduğu dünyayı görerek, koklayarak, dokunarak, duyarak deneyimleyebiliyor mu? Çamurdan tencere – tabak-araba yaptı mı, yağmurda gönlünce ıslandı mı, korkusuzca kara gömüldü mü, tahtayı at yapıp savaştı mı? Veyahut bir oyuncak dükkanına gitmeden bezden bebeği, tahtadan arabayı, uçurtmayı, kağıttan gemiyi/uçağı birlikte yapmayı denediniz mi? Çocuk bir meyveyi dalından kopardı mı, toprağa tohum ekti mi, onun filizlenmesini izledi mi, sizinle birlikte arabayı yıkadı mı, yemek pişirdi mi? Bunlara benzer hayatı deneyimlemeye dair onlarca örnek yazılabilir. Bu tür birliktelik ve paylaşımlar hem çocuğunuza inanılmaz bir deneyim ortamı sunar hem birlikte geçirdiğiniz vaktin kalitesini arttırır hem de muhteşem bir anı koleksiyonunuz oluşur.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.