Cinsel Terapi – ÇİFTLERİN CİNSEL İLİŞKİLERİNİ ZENGİNLEŞTİRMEK | psikiyatribilgileri.com

Çiftlerin cinsel ilişkilerini zenginleştirme konusuna başlamadan önce “Cinsellik Neden bu kadar

önemlidir?” sorusuna cevap bulma ile başlayalım. Cinsellik en temel dürtülerden biridir. Çünkü

türümüzün devamını sağlamak için gerekli dürtüdür. Cinsellik sadece biyolojik bir ihtiyaç olmayıp

duygusal ve zihinsel dinginlik için de gereklidir. Cinsellik hayat kalitesini artırma üzerine büyük etkiye

sahiptir. Dokunmak çok doğal olan bir duygudur ve insan için bir ihtiyaçtır. Tensel veya farklı şekillerde

dokunmanın vermiş olduğu rahatlık, karşınızdakine güven, destek, koruma, şefkat ve tabii ki heyecan

verir. İnsanlar karşı cins tarafından beğenilmek, arzulanmak, hoşlanılmak, kabul edilmek kişinin içinde

var olan güvensizlik ve değersizlik duygularını tatmin edilmesi için cinsellik esnasında bunları tatmin

etmektedir. Diğer sebepler arasında ise; kişiler kendi cinsiyet rollerini(kadınlıklarını ve erkekliklerini)

kanıtlamak için cinselliği bir araç olarak kullanabiliyorlar. Birey geçmişinde sevgisiz bir aile ortamında

yetişmiş ise bu sevgiyi karşı cinsinden almak için de cinselliği araç olarak kullanıyor. Geçmişte cinsel

olarak reddedilen bir kişi kendini çekici ve arzu edilen bir kişi olarak görmek veya kendisini bu şekilde

kanıtlamak için yapıyor olabilir. Bunların dışında “Sevdiğimle tek vücut olmak istiyorum. Partnerimi

daha yakından tanımak istiyorum. İlişkimize yeni tatlar katmak istiyorum.” gibi karşı tarafı mutlu etme,

ödüllendirme, heyecanlar tatma güdüsü için de cinsellik önem taşıyor.

Cinselliği yaşamayan ya da cinsel doyumu aksayan bir birey belki ölmez ancak bir süre sonra ruh

sağlığı bozulabiliyor. Bu bozukluk kaçınılmaz olarak önce en yakınındaki eşini, sevgilisini etkiler,

ardından halka daha da genişleyerek aile bireylerini ve tüm sosyal yaşamını etkiler. Bu etkiyi azaltmak

için kişinin cinsel yaşamını düzenleyerek ruhsal dinginleşmeyi sağlayacaktır.

Cinsel yaşamdaki aksaklıklar birey için haz ve doyum duygusunu kaybetmekten öte bir sıkıntı

kaynağıdır. Cinsel sorunlar insana sevmeme, beğenilmeme, terk edilme, yalnızlık, kendine güvensizlik,

küçük düşme, mahçup olma ve diğerlerine göre eksiklik gibi duygular yaşatır. Bu olumsuz duygulara

kapılma yerine cinsellik sanatını öğrenmekle işe başlayıp çift cinsel hayatını zenginleştirebilir. Ayrıca

cinsel yaşamı dönüştürme gücünün farkına varılması, cinselliğin nasıl kullanılacağının öğrenilmesi,

yaratıcılığın ortaya çıkarılması ve cinsellik hakkında sahip olunan düşünce biçiminde devrim yaratmaya

hazır olunması gerekir.

İlk olarak çiftlerin birbirlerine karşı olan iletişim dillerinin değişmesi gerekmektedir. Çiftler

işten yorgun gelmiş fakat biri birliktelik yaşamak istiyor diğeri ise yorgun olduğunu söylemeye çalışıyor

fakat çift bu durumunu nasıl söylerse problem oluşturmadan atlatabilir. Eşinize durumunuzu anlatırken

ben dilini kullanmanız işe yarayacaktır. Yani durumunuzu yargısız, yorumsuz ve net bir ifade ile

anlatılması, duyguların samimi aktarılması, beklentilerin ifade edilmesi gerekmektedir. “Her akşam aynı

şey tutturuyorsun yapalım diye, benim yorgun olabileceğim hiç aklına gelmiyor değil mi?” ifadesi yerine

“…………. durumunda ………… davranırsan sevinirim, beni mutlu edersin.” gibi söylenebilir ve açık bir

ifade ile “Bu akşam kendimi çok yorgun hissediyorum canım, istersen birliktelik yaşamayı yarına

erteleyelim.” denilebilir. Çiftlerin birbirlerine söyledikleri cümlelerin karşı tarafta yaratacağı etki

sonucunda bir sonraki gün daha istekli bir cinsel birliktelik yaşanacaktır fakat anlayışlı olmayan karı-koca

“bak yine benim duygularımı anlamadı, beni ne zaman anladı ki” diyerek kendi kendine hayıflanıp az da

olsa eşine karşı öfke oluşacaktır. Bu öfke insanın içinde saklı kalır ve birgün yolunu bulduğunda eşine

yansıtılır. Bu yansıtma cinsel isteksizlik, aşırı alışveriş, ev işlerini yapmama, ilgi göstermeme, laf

sokmalar vb. şeklinde olabilir. İletişim dilini kullanma önemli noktalardan birisi olarak görmek

gerekmektedir.

Bilgi insanlarda kaygıyı azaltıcı etki oluşturduğundan Cinsel anatomi ve fizyoloji eğitimi

çiftlerin cinsellik ilişkilerinde engel teşkil eden bazı mitleri engelleyecektir. Cinsellik hakkındaki

hurafelerden kurtulmak, bireyin kendisini ve partnerini iyi tanıması ve sağlıklı ve doğru bilgi sahibi

olması gerekmektedir. Çünkü cinsel bilgilenme; kişisel istekleri ve ihtiyaçları doğru anımsayıp gerçek

cinsel kimliği ortaya koymaya ve korkularla yüzleşip bunu sorun olmaktan çıkaracaktır. Örneğin en

yaygın mitlerden olan “Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve hazırdır.” bir başka mit ise “cinsellikte

erkek yöneticidir, her şeyi bilir.”, “cinsel eylemi erkek başlatır”, “Cinsellik penisin vajinaya girmesinden

başka Bir şey değildir.”, “Sevişmede belli başlı kurallar vardır ve bunlar asla değişmez.” gibi toplum

tarafından kulaktan kulağa aktarılmış ve kesinlikle inanılan düşünceler vardır. Bu mitler kişilerin cinsel

hayatlarına engel olarak ortaya çıkmakta ki kişiler bu düşüncelerin gerçekliğini araştırarak, uzmanlara

sorarak kafalarındaki doğru bildikleri yanlışları öğrenebilir ki yanlış yolda olan cinselliklerini daha

sağlıklı bir hale getirebilsinler.

Eşler cinselliği sadece yatakta başlatılacak bir eylem olmaktan çıkartıp gün içerisinde birbirlerini

cinsel birlikteliğe hazır hale getirebilirler ki bu da planlı eyleme dönüştüğünden eşlerin sinyalleri alması

daha da kolaylaşacaktır. Eşler sabah evden çıkarken eşine güzel sözler ve tensel temas ile evden

çıkmalıdır. Gün içerisinde ise mesaj, mail vd. şekillerde eşine özlediğini belirten yazılar yazması veya

sözlü olarak söylemesi arzuyu daha da arttıracaktır. Çiftler kendisine söylenmeden neyin istendiğini

bilinmesini beklemektedirler. Ama ortada bir işaret, bir söz olmadan kimse kimsenin aklından geçenleri

anlayamaz.

Arzuları artan çiftin cinsellik konusunda konuşmaları, birbirlerine dokunulmaktan, öpülmekten

hoşlandıkları vücut bölgelerini söylemeleri tahrik düzeylerini daha da artıracak ve cinsel birliktelikten

daha da çok zevk alacaklardır. Birçok çift duyusal ya da cinsel konularda çok az iletişim kurmaktadır.

Tipik olarak, gerçekten ne istediklerini bile söyleyemeyecek kadar engellenmişlerdir. Alışılmış olanın

dışına çıkmak her zaman çiftleri ilişkilerinde heyecanı canlı tutmalarına sebep olacaktır. Genelde

değişiklik her zaman karşı taraftan beklendiğinden pasif bir şekilde beklenilir. Rutini bırakıp değişiklik

için bir adım atmak diğer eşinde buna senkronize olmasına sebep olacaktır. Ayrıca çiftlerin cinsel

yaşamın kalitesi ve tatminin artırılması için birbirleri ile nasıl iletişim kuracaklarını öğrenmesi gerekir.

Son olarak ise; çiftlerin cinsel davranış repertuarı zamanla şekillenmektedir fakat çiftler sınırlı

repertuar ile cinsel yaşamlarını devam ettirmektedirler. Çiftin deneysel ve yaratıcı olarak yeni duyusal

davranışlar edinmesi ki bu da çiftlerin cinsel istek ve ihtiyaçları anlaşıldıkça artmaktadır. Çiftler

kendilerine şunu söylemeliler “Kendime ve partnerime zevk vereceğini düşündüğüm neler yapabilirim”

olmalıdır. Yaratıcı olun. Nelerden hoşlandığınızı düşünün. Partnerinizle konuşun ve size ne söylediğini

dikkatle dinleyin.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu