Boşanma, en basit haliyle evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Fakat, ruhsal açıdan bakıldığında, durum biraz daha karmaşıktır. Aile bütünlüğünün bozulması ve ailenin dağılması anlamlarına gelir. Her bir aile üyesini derinden etkiler. Fakat en çok etkilenen, çocuklardır.
Son dönemde boşanma oranlarının oldukça arttığı düşünüldüğünde, durumdan etkilenen çocuk sayısında da bir artış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu da, ne yapacağını bilmeyen, çaresiz, korku ve kaygı içerisinde yetişkinler anlamına gelir. Eşler, hem birey olarak kendisi hem de ebeveyn olarak çocuğu için telaşlanır. Bundan sonra ki yaşamının nasıl olacağı, çocukların kimde kalacağı, giderlerin nasıl ve ne şekilde karşılanacağı gibi bir sürü soru aklını kurcalamaya başlar.. Genellikle de çocuğa bu durumun ‘nasıl söyleneceği’ ile işe başlanır.
Çocuğa boşanma kararını anlatmadan önce, bu kararın net olup olmadığı iyice sorgulanmalıdır. Çünkü, öfkeyle verilen kararlar değişebilir ve çocuğun aklı karışıp kaygıları olumsuz yönde artabilir. Durum netleştiğinde ise, ‘’Birlikte mi anlatsak yoksa ayrı ayrı mı anlatalım’’ sorusu akla gelebilir. Eşlerin bu kararı çocuğa birlikte anlatması en uygun yol olarak düşünülse de, bu her zaman mümkün olmaz. Örneğin, aldatma gibi daha ani gelişen bir durum varlığında, eşler çok farklı yollar deneyebilir. Çocuk yaşananları anne, baba veya bir başkasından uygunsuz bir şekilde öğrenir. Bu da herkes için tamiri zor durumların ortaya çıkmasına sebep olur.
ÇOCUĞA BOŞANMA KARARINI ANLATIRKEN..
Çocuğunuza boşanmanın ne demek olduğunu açık ve basit bir dille anlatın. Örneğin; ‘Bazen eşlerin anlaşamayabileceği ve farklı evlerde yaşama kararı alabileceklerini’ söyleyin. ‘’Biz senin annen ve baban olmaya devam edeceğiz’’, ‘’Bu olayda senin bir suçun yok’’ kısmını mutlaka vurgulayın.
Bu konuşmayı yaparken eşinizi suçlamak ve kötülemekten kaçının. Olayın kızgınlığı ile kendinizi kontrol etmekte zorlansanız bile çocuğunuzun iyiliği için kendinizi bir kez daha frenleyin. Ona yeniden birleşme ümidi vermeyin. ‘’Sen istersen barışırım’’ veya ‘’Her şey senin elinde’’ gibi sözlerden kaçının. Boşanmanın onu bir süre mutsuz edeceğini bildiğinizi, elinizden ne geliyorsa yapmaya hazır olduğunuzu ve ona olan sevginizin değişmeyeceğini söyleyin.
BOŞANMA SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ NOKTALAR..
Çocuğu eşinizle olan çatışmanın dışında tutmaya çalışın. Onu eşinizi tekrar kazanmak veya birtakım şeyleri elde etmek için aracı yapmayın. Çocuğunuz size hoş görünmek veya istediğini aldırmak gibi gerekçelerle eski eşinizi kötüleyebilir; buna izin vermeyin. Diğer taraftan, eski eşinizi olduğundan daha iyi gösterme çabası içine de girmeyin.
Eşlerden biri için durum çok daha zor olabilir. Fakat sırf eski eşinizden intikam almak için çocuğunuzu ondan yoksun bırakmayın. Çünkü, bu şekilde faturayı eski eşe değil, çocuğunuza kesmiş olursunuz. Ve eminim ki çocuğunuzun zarar görmesi hayatta isteyebileceğiniz en son şey…
Çocuğunuzda birtakım ‘psikolojik belirtiler’ ortaya çıkabilir. Bunlardan bazıları, içe kapanma, hırçınlık, huzursuzluk, saldırgan davranışlar, bağlanma problemleri ve kaygılar, okul başarısında düşme, tikler, uyku ve iştah problemleri gibi. Böyle bir durumda, bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.
Unutmayın ki; bu süreçte çocuğunuz, aynı sizin gibi yeni duruma adapte olmaya çalışıyor. Bocalamanın ve sarsılan güven duygusunun yeniden inşası için zamana ihtiyacı var ve anne ve babasını belirli aralıklarla, sürekli olarak görmesi oldukça önemli. Bu şekilde, terk edilmeyeceği ve sevildiği düşünceleri perçinlenir ve ruhsal dengesini olumlu yönde etkilenir. Bir diğer konu, çocuğun evi olarak nereyi benimseyeceğidir. Bunda, çocuğun velayetinin kimde olacağı, hafta sonunu kiminle ve nasıl geçireceği, ailelerin kültürel ve ekonomik yapıları, çocuğun kişilik ve mizaç özellikleri gibi bir çok faktörün etkisi bulunmakla birlikte; çocuğun her iki evde de kendine ait bir odası ve düzeni olmasının en uygun şekil olacağı kanaatindeyim.
SON OLARAK, kimsenin boşanmak için evlenmediğini hatırlatmak isterim. Fakat bazen şartlar seni buna zorlar. Bir yanın gitmek ister, bir yanın kalmak… Zordur bir ilişkiyi bitirmek. Acı, göz yaşı, yeni bir düzen, zorluklar.. hepsi seni beklemektedir. Bir gün bunları atlattığında ise, ‘’Zoru başardım, belki de benim ve çocuklarım için en iyisi buydu’’ diyerek daha özgüvenli bir şekilde hayatına kaldığın yerden devam edersin.. Şu an için buna inanmıyor olabilirsin; fakat inancının, çaban ve mücadelen sonucunda artacağını unutma. Zaten inancın ve ümidin olmasa yaşamanın ne anlamı kalır ki…
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.