“Yola çıkıyorum. Bir yere geliyorum, oraya nasıl geldiğimi bilemiyorum”
“Sanki içimde farklı farklı davranmama neden olan bir insan var”
“Bana komut veren, yaptıklarım ile ilgili yorum yapan sesler duyuyorum”
“Geçen sabah, koltukta öylece hiçbir şey düşünmeden 2 saat bir noktaya baktığımı fark ettim”
“Yalan söylemekle suçlanıyorum”
“Odamdaki eşyaların nereden, nasıl geldiğini bilemiyorum”
“Bazen kendi hareketlerimi dışarıdan izliyormuşum gibi hissediyorum”
Çoğul Kişilik Bozukluğu Belirtileri
-
Flash-back yaşantılar
-
Kişi kendi içinde başka bir kişinin ya da ikinci bir kişiliğin olduğunu hissetme
-
Yabancılaşma (Depersonalizasyon)
-
Zaman zaman kendi davranışlarını, konuştuklarını hatırlamama
-
Evinde nereden geldiğini bilmediği eşyalar bulma
-
Uyku bozukluğu
-
Aşırı uyarılmışlık (tetiktelik duygusu)
-
Bedensel yakınmalar (baş ağrısı, mide ağrısı gibi)
-
Yeme bozukluğu
-
Kendine zarar verme (diğer (alter) kişiliğin etkinliği ile olur)
-
İntihar girişimi
-
Depresif belirtiler (mutsuzluk, keyifsizlik, bir geleceğin kalmadığı şeklinde düşünceler)
“Kişilikler/Kimlikler Birbirini Tanımazlar”
Çoğul kişilik bozukluğu disosiyatif sorunlar içinde yer alır. Disosiyatif durumların en uç ve şiddetli şekli olan çoğul kişilik bozukluğunda kişi, birden çok kimlik veya kişiliğe sahiptir. Her kişiliğin bir adı, yaşı, anıları ve kendine özgü davranışları vardır. Bu kişilik ya da kimlikler birbirini tanımazlar, birbirlerinden habersizdirler. Birbirlerinin yaptığı eylemleri unuturlar. Öteki kişilik, koruyucu, kollayıcı, persekütör, intihara eğilimli, çocuk veya karşı cins vb. özelliklere sahip olabilir. Bir kişilik, diğer kişilikle ters düşen özelliklere sahip olabilir (örneğin; biri bağımlı iken diğeri yıkıcı, düşmanca özellikler gibi). Bir kişilik veya kimlikten diğerine kaymalar kısa sürede olur. Kişi saatlerce, günlerce süren hafıza kaybı süreçleri yaşayabilir. Bireyde ayrı kimliklerin, kişiliklerin sayısı 2-10 arasında değişebilmektedir.
“Çoğul Kişilik Bozukluğu Kadınlarda daha sık görülmektedir”
Çoğul kişilik bozukluğunun görülme sıklığı bilinmemektedir. Çoğul kişilik bozukluğunun kadınlarda erkeklere oranla 8-9 kat daha sık görüldüğü saptanmıştır. Bunun nedeni, kadınların cinsel tacize daha çok maruz kalmaları veya erkeklerin belirtileri daha çok saklama eğilimi veya suç işlemeleri nedeniyle adli sürecin içerisinde olmaları nedeniyle tanı konulamaması olabilir. Ülkemizde Şar ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, yaygınlığının ayaktan takip edilenler arasında, %3.9, genel toplum içerisinde %0.4 olarak bulunmuştur.
“Araştırmalar, çoğul kişilik bozukluğunda, çocukluk çağı travmalarının, ensest olaylarının önemli bir etken olduğunu göstermektedir”
Çoğul kişilik bozukluğu ile ilgili araştırmalar, bu kişilerin çocukluklarında cinsel, fiziksel, duygusal tacize ve ihmale uğradıklarını göstermiştir. Kuramlar, çocukluk çağı örselenmelerinin, çocuğun karşılaştığı ensest olaylarının, çoğul kişilik bozukluğunun oluşunda bir etken olduğunu göstermektedir. Kişi, çocukluk dönemindeki travmanın yükünü kaldıracak bir kişilik yaratarak ancak bu yükle başa çıkabilmektedir. Kişi travmanın acısını, anıyı bilinçten ayırarak hafifletmeye çalışır. Kişiliklerden birkaç tanesi bu anının bilincinde iken, diğerleri hiçbir şey hatırlamazlar.
Eşlik Eden Diğer Durumlar
Diğer psikolojik sorunlar da bu sorunla beraber kendini gösterir. En sık görülen diğer sorunlar,konversiyon,somatizasyon,travma sonrası stres bozukluğu,sınırda kişilik bozukluğu,depresyon,madde kullanım bozukluğudur.
Bu sorun şizofreni, depresyon, borderline kişilik bozukluğu, temporal lob epilepsisi teşhisleri ile karışabildiğinden gerekli tetkikler ve değerlendirmelerle ayrımının yapılması önemlidir.
Tedavi
Danışan tedavi sürecinin başlangıcında, kimlik değişiklikleri ya da amnezilerden yakınarak gelmez. İzleme sürecinde, kişilik değişimleri, amneziler görülmeye başlamaktadır. Terapide birden fazla kişiliğin bir araya getirilerek bir bütün oluşturulması, altta yatan travmatik yaşantının farkındalığa ulaşması, bütünleştirmenin sağlanması, travmaların, acıların anlamının yeniden yapılandırılması, baş etme mekanizmalarının geliştirilmesi şeklinde bir tedavi ve psikoterapi süreci oluşturulur. Çocukluk dönemindeki ağır travmaların neden olduğu bu sorun üzerinde çalışırken travmaların çalışması diğer birçok psikolojik soruna kıyasla titizlikle ve çok dikkatli bir biçimde yapılmalıdır. Bu nedenle bu soruna özgü özel bilgi ve deneyim gerektiren kapsamlı bir psikoterapi çalışması yapılması gerekir.
Terapide kimlikler birleştirilir (füzyon). Füzyon amacıyla hipnoz etkili bir şekilde kullanılabilmekte ve tedaviyi hızlandırabilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.