BİLİŞSEL ÇARPITMALAR

Ya daima ya hiç kanıları ya siyah ya beyaz yorumları mükemmelliyetçiliğin temelini oluşturur. Kutupsal kanıda hayattaki başka renklere yer yoktur.
          Çok genellemede alt beynimizin bir eseri. Bir polis canımızı sıkmışsa, gördüğümüz her polis içimizde birebir duyguyu uyandırır. Birtakım hastalarımızda “beyaz önlük” korkusu olabilir. Vaktiyle geçirdiği ağır ameliyetın acısı beyaza yapışmıştır. Genç delikanlının aşkına bir kız yanıt vermemişse, ömür uzunluğu daima reddedilip yalnız kalacağını düşünebilir. Tüm kızlar birebir zevki taşımıyormuş üzere.
          Zihinsel filtreleme; (seçici odaklanma) bir olaydaki olumsuz sonuca odaklanıp bütünü görememek bilhassa depresyon da bu bilişsel çarpıtma çok görülür. Bardağın dolu yarısını görmezler.
          Olumluyu geçersiz kılmak en yıkıcı bilişsel çarpıtma. Hoş şeylerin pahasını bilmemek bu çarpıtmanın bedelidir (kültürümüz şükredin, der).
          Zihin okumak yada falcılık yapmak; kendini doğrulayan kehanete dönüşür. Falcılık ise yalnızca makûs haber veren küredir.
          Büyültme ve küçültme; (felaketleştirme) başarısızlıkları büyütüp muvaffakiyetleri küçültmedir.
          Duygusal kararlar, vermemeliyiz. Bugünkü endişelerimiz yarınki pişmanlıklarımızın sebebidir.
          Meli-malı cümleler; suçluluk ve utanç yaratır.
          Etiketleme; kimse yaptığı tek bir şeyle ölçülemez, geneline bakmak ve makus etiket yapıştırmamak gerekir. Birbirlerinin kusurlarına ve zayıflığına odaklanmak, en çok birbirini seven çiftleri bile, ne hale getirdiğini gözlemleyebilirsiniz.
          Şahsileştirme; tüm dünyanın sorumluluğunu sırtında taşımaya kalkanların kullandığı bilişsel çarpıtmalardır.

Başa dön tuşu